Fâtiha Sûresi ( 66-78 s.)



FÂTİHA SÛRESİ


          İlk nazil olan bütün suredir. Mekke'de nazil olmuştur. Bu sebeple Mekkidir.

          Diğer isimleri; 
  • Ümmü'l Kuran / Kuranın Özü 
  • Hamd suresi 
  • Mesani / Çift taraflı olması (cennetten bahsediyorsa cehennemden de bahsediyor.)
  • Şİfa ya da Şafiye Sûresi
  • Kenz Sûresi
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

            Besmele, İmâm-ı Â'zam'a göre bir fasıladır. Surelerden bir ayet değildir. Her işin başında çekilir ve bereketinden yararlanılır. o yüzden namazlar da sünnet olarak söyleriz.
           Ama İmam Şâfiî diyor ki; Besmele de Kuranın ayetlerinden bir ayettir .
           Zemahşeri kendi görüşünü söylüyor,  diyor ki; ben İmam Şâfiî'nin görüşünü önceliyorum. Çünkü İbn-i Abbas'dan şöyle bir  rivayet var; "Kim besmeleyi terk ederse Allah'ın kitabından 114 ayeti terk etmiş olur."
           Nahl suresi 98. ayette; Kuran'a başlamadan önce Eüzu Besmele söyleyin diyor. Euzü Besmele; İnsanın aklına ve kalbine abdest aldırmasıdır.

            Besmelenin başında ba harfi var, buna Arapçada harf-i ceri denir. Arapçadaki yapı hep fille başlar. burada öyle başlamıyor. Bu kelime hafz edilmiş yani görmüyoruz. Arapça da eğer bir fiil kullanılmamışsa burada direkt bir isim geldiyse onun önemini vurgulamaktır. Arap müşrikleri Bismillat (Lat'ın adıyla) Bismiluzza (Uzza'nın adıyla) derlerdi. Tevhid inancını benimsemiş olan kişi Allah'ın ismini nasıl söyler; "bismillah" diyerek söyler. B'de iktisa yani yapışmak manası vardır. O isme yapıştım , yapışarak okudum. (Ancak senden isteriz Ya Rab)

            Şimdi şöyle sorabilirsiniz; o zaman niye ilk ayeti Oku emriyle vermiş ama başında Bismi diye başlamamış. Orada fiilin öne alınması daha etkilidir. Çünkü Alak suresi ilk nazil olan suredir. Bu yüzden orada okumanın emredilmesi, okuma fiilinin Allah'ın adıyla olmasından daha önemlidir. Şunu demek istiyor Bismillahirrahmannirrahim derken sürekli dediğimiz bir şey , sürekli olduğu için de zaten Allah'ın adıyla yapmış oluruz.
 
            Mümin Allah'ın isminden bereket umarak söyler, ikram bekleyerek söyler. Başlayış bir okumadır. Allah'ın adıyla okuyorum, sadece başlıyorum değil okuyorum. Ne demek istiyor? Yemek yerken mesela;  kendi halimi okuyorum Allah'ım adınla okuyayım; doğru yiyeyim, helal-i tayip olanı kabul edeyim, helal-i tayip olmayanı kabul etmeyeyim, israf etmeyeyim. Her işte kendimi okurum ama senin adınla okuyayım Allah'ım. Senin adınla okuyayım da , nefsimle kendimi okumayayım.

            İsim nedir? İsim kelimesinin kökü ; Simuv . Esma, sümeyye, semmeytu gibi türevleri vardır. Sümuv;  birşeyin yüksek, dereceli, kıdemli, yüce tarafına denir.  İsmi olan şey değerlidir. Değerli olmayana şey deriz. Değeri olan herşeyin bir ismi vardır. Ve ona ismiyle hitap ederiz. O sebeple isim değerli olanlara verilen bir ikramdır. Ve Kuran'da Rahman Suresi 4.ayette der; "Allah insana beyanı öğretti." Beyanın da en güçlü tarafı isimlerdir. İsimler olmasa derdimizi anlatamayız. Kavramlar olmasa kendimizi ifade edemeyiz. O sebeple ne kadar isim , ne kadar kelime biliyorsak kendimizi o kadar zengin ifade ederiz. Kendimizi kendimize de o kadar zengin ifade ederiz. Neden hemen isyana , ümitsizliğe gidebiliyoruz? Kelimelerimiz yetersiz olduğunda, içimiz isyan etmeye başlıyor, içimiz zamanı, anı mutlaklaştırıyor. İçinden çıkılmaz zannediyoruz. Halbuki bize anlatıyor ki İsim bilmek, kelimeler bilmek, anlamak ve anlamlandırmak keşifler yolculuğudur.

 
  el-İlâh kelimesi “adam” ve “at” kelimeleri gibi cins  ismi olup hak bâtıl  her tür mabud  için kullanılır, ancak daha sonra sadece hak mabud için kulla-nılması yaygınlaşmıştır. İlâh  kelimesinin  başındaki  Hemze  ’nin  hazfedilmesi  ile  oluşan  Allah  kelimesi    ise,  hak  olan  mabud  a  mahsus  bir  isim  olup  ondan  başkasına  verilmez. Te’ellehe [çok  ibadet  etmek], ellehe[ilâhlaştırmak]  ve  iste’lehe[ilâhlaşmak / ilâh  edinmek] fiilleri bu kelimeden türemiştir. 
 
Şayet “Allah kelimesi  isim midir, sıfat mıdır?” dersen,şöylederim:dersen, şöyle derim:Bu  kelime  sıfat  değil,  isimdir.  Dikkat  edersen,  onu  mevsuf  yaparsın,  fakat  sıfat yapmazsın [yani onu bir kelime ile nitelersin, ama onunla başka bir şeyi nitele-mezsin].
 

              Allah lafzı özel bir isimdir  . İsra suresi 110. ayet der ki " İster Allah'a  Allah deyin, ister Rahman diyerek dua edin."
Nasıl ki Allah ismi ; İsm-i Galiptir, hiç kimse Allah ismini kullanamaz; aynı şekilde Rahman ismi de özel ve sıfat-ı galiptir kimseye  Rahman ismini kullanamayız. İnsan merhametli olur ama Rahmaniyet sahibi olamaz çünkü merhameti yaratan Allah'dır. 
Enam suresi 12. ve 54.  ayetlerde "Allah Rahmaniyeti , merhametli olmayı kendine farz edindi."

Yorumlar